7.4.2010 / Bülent Çakar
Yayımlanma Tarihi : 07.04.2010 SÖZLEŞME GEREĞİ ÖDENEN TAZMİNATLARIN GİDER YAZILMA KOŞULLARI Gelir Vergisi Kanunu’nun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41/6 maddesinde “Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)” gider yazılamaz, hükmü yeralmaktadır. Aynı Kanunun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40. Maddesinin 3. bendinde “işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar; ziyan ve tazminatlar” ın gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir. Tazminatların kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için aşağıda özetlenen koşulların gerçekleşmesi gerekir. Ödenen Tazminat Doğrudan İşle İlgili Olmalıdır Ödenen tazminatın işle ilgili olma gereği açıktır. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.4.DEF.0.34.ll/GVK-40/3-11492 sayılı özelgesinde; “…….. adı geçen mükellefin, faaliyet konusu kapsamında gönderici müşterileriyle yapmış olduğu sözleşme karşılığı dağıtım hizmeti ifasında dağıtımı yapılan gönderinin çalınması veya kaybolması karşılığı tazmin edilen zararları kazançlarının tespitinde gider olarak indirime konu etmeleri olanaklı bulunduğu gibi söz konusu tazminatların gerek hizmet aktiyle çalıştırdığı elemanlara gerekse taşeron olan firmalara rücü etmesi halinde bu kapsamda tahsil edilen tutarlarında gelir olarak kayıtlara intikali gerekmektedir.” Denilmiştir. Ödenen Tazminatın Gider Kabul Edilebilmesi İçin Kanun Hükmüne, Mukavelenameye veya İlama Göre Yapılmış Olması Gerekir Konuyla ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07. .GİB.4.41.15.01.190-11-1/ sayılı Özelgesi’nde “… Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 3 numaralı bendinde geçen mukavele kavramı, işletmenin faaliyet konusuna göre akdedilen iş mukavelelerini kapsar. Bu mukavelede akit taraflardan biri, bir şeyi yapmayı, bir şeyi vermeyi, ya da bir harekette bulunmayı diğerine karşı taahhüt eder. Taraflar arasında edimin gerçekleşmemesi halinde, ya bir tazminat veya muayyen bir cezai şart kararlaştırılmış olabilir. Bu müeyyidenin bir sonucu olarak ödenen tazminatların gider yazılması mümkündür.” Tazminat İşletme Sahibinin Suçundan Doğmamalı veya Tazminata Neden Olan Fiil Kanunlarla Yasaklanmış Olmamalı vey Mevzuata Aykırı Olmamalıdır Maliye Bakanlığı’nın bir özelgesinde (18.03.1993 tarih ve 073/113-1502 sayılı) “... müessesenizde çalışmakta iken meslek hastalığı veya geçirmiş olduğu iş kazası sonucu emekliye ayrılan işçilerin ve bunların ölümünü müteakip varisleri tarafından açılan davalarla ilgili olarak verilen kararlarda müesseseniz kusurlu bulunarak tazminat ödemeye hükmolunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkeme kararlarına göre işçilerinize ödenen tazminat ve faizlerinin müessesenizin kusurlu bulunduğu orana tekabül eden kısmının safi kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir. Ancak söz konusu ödemelerin mahkeme kararlarından işçilerin kusurlu bulunduğu orana tekabül eden kısmın gider olarak indirebileceği tabidir.” Yorumu yapılmıştır. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.34.l6.01/GVK-40/3-12701 sayılı özelgesinde; “ ………Diğer taraftan İstanbul 8. İş Mahkemesinin 11.10.2005 gün ve E:2004/296, K:2005/790 sayılı kararının incelenmesinden Şirketinizin %75 oranda, davacı çalışanın da %25 oranında kusurlu olmasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Bu hüküm ve açıklamalara göre mahkeme ilamına istinaden ödemiş olduğunuz tazminat, faiz, vekalet ücreti, mahkeme harcı ve konuya ilişkin masraflarınızın kusurlu bulunduğunuz %75 ine isabet eden kısmını kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapmanız olanaklı olmayıp davacı çalışanınızın kusurlu bulunduğu %25 ine isabet eden kısmının gider olarak indirim konusu yapmanız mümkündür.” Denilmiştir. Sözleşmeye dayansa da işin doğasında olmayan kötü niyet, kasıt, hile vb nedenler yüzünden ödenen tazminatlar gider yazılamamaktadır. Ancak örneğin Danıştay verdiği bir Kararda; “Gazetede neşren hakaret nedeni ile mahkeme kararına dayanılarak ödenen tazminat, yayıncılık mesleği ile ilgili bulunduğu açık olduğundan, ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.” yorumunu yapmış ve bu tür tazminatların yayıncılık işinde normal olduğunu kabul etmiştir. (22.09.1987 tarih, E. 1985/1622, K. 1987/2581 No.lu Karar; Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Muktezalar-I) Danıştay başka bir kararında aynı yorumu taşımacılıkta meydana gelen trafik kazaları için yapmıştır; “Tır kamyonu işleten yükümlünün kaza sonucu ölümüne neden olduğu kişinin mirasçılarına ödenen tazminat gider olarak dikkate alınabilir. Ancak kaza ile ilgili mahkemenin mirasçılara verilmesine karar verdiği tutarın dikkate alınması gerektiği tabidir. Yani kazadan hemen sonra kazada ölen kişinin mirasçılarına bir mahkeme karan olmaksızın ödenen tutarların gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.” (Danıştay’ın 26.11.1984 tarih, E. 1984/111, K. 1984/4286 No.lu Kararı) Danıştay’ın bir kararında; “Zamanında ödemediği ticari borçları nedeni ile ödemek zorunda kaldığı mahkeme masraflarını gider olarak yazmak olanağına sahip olan yükümlü kusurlu hareketi sonucu ödediği avukatlık ücreti ve gecikme faizini gider olarak dikkate alamaz.” (09.04.1976 tarih ve E: 1975/2270, K: 1976/882 sayılı) Sözleşmelerde cezai şart olarak yer alan tazminatlarda bu durum farklıdır. Bu nedenle sözleşmeden doğan bu tür tazminatlar iş sahibinin kusurluluk durumuna bakılmaksızın gider olarak dikkate alınabilir. Kusursuz Sorumluluk Nedeniyle Ödenen Zarar, Ziyan ve Tazminatlar Borçlar Kanunu’nda, işverenlerin kusursuz sorumlulukları öngörülmektedir. Buna göre, işçiler tarafından hizmetlerin ifası sırasında Kanun’a uygun veya aykırı fiiller sonucunda ortaya çıkarılan zararlar nedeniyle işverenlerin kusurları olsa da olmasa da sorumlulukları bulunmaktadır. Bu durumlarda işverenlerin ödeyeceği zarar, ziyan ve tazminatlar gider yazılabilmektedir. Bu ödemeden dolayı işverenin kusurlu işçisine rücu etmesi ve bu tutarı hasılat olarak da yazması gereklidir.