27.4.2010 / Bülent Çakar
Yayımlanma Tarihi : 27.04.2010 TOPLU İŞTEN ÇIKARMANIN KOŞULLARI 4857 sayılı İş Kanunu’nun 29. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına göre, “İşveren; ekonomik teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işten çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumu’na bildirir. İşyerinde çalışan işçi sayısı: (a) 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin; (b) 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin; (c)301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin işine 17. madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu işten çıkarma sayılır.” Toplu işçi çıkarmanın söz konusu olabilmesi için bir işyerinde en az 20 işçinin çalışmış olması gerekmektedir. İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sebebiyle toplu olarak işçi çıkarabilir. Toplu işçi çıkarmalarda işletme içi nedenler; işyerinin küçültülmesi, yeni teknolojilerin kullanılması vb. hususlardır. İşletme dışı nedenler; ülkede yaşanan ekonomik kriz, satış olanaklarının azalması, enerji ve hammadde sıkıntısı vb. hususlardır. Kanun’da sayı olarak ölçeği belirlenen işyerlerinde; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesi işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca feshedilen işçi sayısı dikkate alınarak toplu işten çıkarmanın nedenleri ve ölçeğinin sınırı çizilmiştir. Bu nedenle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca işveren tarafından derhal fesih halleri ile işçinin şahsından kaynaklanan nedenlerle anılan Kanun’un 17. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin işverence fesih halleri toplu işçi çıkarma kapsamında değerlendirilemeyecektir. Ekonomik teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işten çıkarmak durumunda kalan işverenin iş sözleşmelerinin fesih gerekçesinirasyonel, objektif ve somut olarak ortaya koyması, feshin son çare olduğunu ispat etmesi gerekir. Yargıtay bir kararında bu duruma işaret etmiştir: “Davalı işverenin dosyaya ibraz ettiği bilançolara göre uzun süredir zarar etmekte olduğu, verimliliğin artırılması, personel fazlalığının ortadan kaldırılması için yeniden yapılandırmaya gidilmesi gerektiği, bu nedenle davalının yeniden yapılandırma kurulu oluşturarak norm kadro belirlemesi yaptığı… Davalı işverenin hazırladığı listede salt sayılar yer almakta ve herhangi bir gerekçeye yer verilmediği görülmektedir. Somut olayda olduğu gibi çok fazla sayıda fesih gerçekleştiren kurumların ve özellikle yasasında da hüküm olmakla yeniden yapılandırmaya ve norm kadroya dayanan fesihlerde bu belirlemelerin rasyonel, objektif ve somut olarak yapılması ve uygulamasının da yasaya uygun olması gerekmektedir… Kurumun ve çalışanlarının profilinin, yeniden yapılandırma ile ilgili kararların yerindeliği, 4857 sayılı İş Yasası’nın 29. maddesi gereğince yapılan fesihlerin işverenin ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme ve işyeri gereklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, feshin son çare olup olmadığı konuları uzman, tarafsız gerekirse öğretim üyelerinden seçilecek bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile belirlenmeli ve alınacak raporlar değerlendirmeye tabi tutularak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.” Çetin SONKAYA (Yaklaşım Ocak 2009) 4857 sayılı İş Yasası’nın 29. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen çalışan işçi sayısı ile iş sözleşmesi feshedilen işçi sayılarının tespitinde; işverene tabi ve/veya işletme bünyesindeki toplam işçi sayılarının değil, toplu işçi çıkarımının yapıldığı her bir işyerinin münferiden değerlendirilmesi gerekir. Arif Temir (Yaklaşım Ocak 2009) İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile; - İşyeri sendika temsilcilerine, - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili bölge müdürlüğüne, - Türkiye İş Kurumu’nun ilgili birimine Bildirir. İşyerinin kesin ve devamlı surette faaliyetine son vermesi durumunda işyeri sendika temsilcilerine bildirimde bulunulmaz. 4857 sayılı Yasa toplu işçi çıkartılması ile ilgili bildirimlerin yazılı yapılmasını öngörmüştür. Yapılacak olan bildirimlerde; -İşçi çıkarmanın sebepleri, -Bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları -İşe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgilerin bulunması gerekmektedir. Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini işyerinin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bölge müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur. İşveren, toplu işçi çıkarmalarda işçilere çalışma sürelerine uygun olarak ihbar öneli vermek veya ihbar tazminatı ödemek bunun yanında kıdem tazminatı da ödemek zorundadır. 4857 sayılı Yasa’nın 29. maddesinde belirtilen hükümlere aykırı olarak işçi çıkaran işveren veya vekili hakkında aynı Yasa’nın 100. maddesi gereğince her işçi için 403,00 TL idari para cezası uygulanmaktadır. İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olan işten çıkarılan işçileri tercihen işe çağırmakla yükümlüdür.