25.12.2012 / Adnan Yıldırım
Yayımlanma Tarihi : 25.12.2012 BÜROKRASİ 2023 HEDEFLERİNE HAZIR MI? “Yasama önemlidir, ancak Türkiye’de uygulama (“üçüncül mevzuat”) daha önemlidir daha belirleyicidir” Türkiye’nin ve Türk insanının Cumhuriyetimizin 100. yılında ulaşmak istediği önemli hedefleri var. Hedefler büyük, hedefler iddialı. Ülke içinde yaşadığımız sorunlar yada dünyadan kaynaklanan sorunlar bizi bu hedeflerin neresine vardırır sorusunun cevabını 10 sene sonra yaşayanlarımız görecekler. Hedeflere yaklaşıldığı ölçüde Türkiye kendini aşmış olacak! Ancak Türkiye’nin kendini aşmak istediği bu süreçte önemli olan, her kurumun ve kişinin konulan hedeflere inanmış olması kadar hedeflerin gerçekleşmesinde kendini aşacak katkıyı sağlıyor, sağlayabiliyor olmasıdır. 10 yıl sonra, dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer almak, kişi başına 25 bin ABD Doları milli gelir, 500 milyar ABD Doları ihracat hedeflerini yakalamak bugün için bir rüya yada hayal olarak görülebilir, belki de kısmen hatırlanan bir rüya ve hayal olarak ta kalabilir. Üstelik, mevcut üretim yapısıyla bu hedeflerin gerçekleşmesinin zor olduğu yönünde yetkili ağızlardan gelen açıklamalar da varken... Önemli olan konulmuş hedefler için gösterilen çabadır. Bu çabayı gösterecek olanların tamamı esasen “aynı gemide”dir ve şunlardan oluşmaktadır:
Tabii ki bu tablodaki her kesimin konjonktüre göre sorumluluk seviyeleri kısmen değişebilmekle birlikte, orkestra şefliği her zaman Hükümettedir ve onun sorumluluğu üst seviyededir. Hükümet, alacağı doğru ve yerinde kararlarla uygulamadaki başarıdan birinci derece sorumlu ve aynı zamanda başarıyı ve sonuçları etkileyici-yönlendirici-belirleyici aktör konumundadır. Güven ve uyumu sağlamak Hükümete aittir. Yasama fonksiyonunun önemi göz ardı edilmemekle birlikte, doğal olarak TBMM olayların ya önünden yada arkasından etki eden müdahil durumundadır. Ekonomik tablonun başarısı sonuçta İş aleminin performansına bağlıdır. Yüksek performans gösterilebilmesi ise ancak ticari başarı sağlanabildiği ölçüde mümkündür. Sanayide ve tarımda üretim faaliyetinde bulunanlar belirli ve ciddi riskleri göze alarak iş yapmakta olup ani değişimlerden en fazla etkilenen durumundadırlar, pozisyonlarını kolay değiştirememektedirler. Bu yazının konusu, işin Bürokrasi Yönetimi boyutunun değerlendirilmesidir. Başlıkta da yazdığımız gibi Türkiye’de yasaların uygulaması kendisinden daha önemlidir. Her ne kadar geçtiğimiz yıl araya bir de “Bakan Yardımcılığı” monte edilmiş olsa da uygulamayı, “Ankara’daki müsteşardan taşradaki en alt kadroda çalışana kadar zincirde yer alan bürokrasi yönetimi” belirlemektedir. Her kanun, her karar, her proje uygulamada şekilleniyor. İşin başarısı uygulamaya bağlı. TBMM “birincil mevzuat” dediğimiz anayasa ve kanunları çıkartıyor, sonrasında “ikincil mevzuat”(uygulama mevzuatı) süreci başlıyor. Bu süreçte, Hükümet kanunların verdiği yetkilerini kullanarak Bakanlar Kurulu Kararları yayınlıyor, yönetmelikler çıkartılıyor, Bakanlıklar tarafından yayınlanan tebliğler, genelgeler, iç genelgeler, sirkülerler, özelgeler, vd. yazılardan oluşan ikincil mevzuatla birincil mevzuatın uygulamaya dönük detayları şekilleniyor. Ancak bir de işin “üçüncül mevzuat” boyutu var ki gerçek hayat orada yaşanıyor, her seviyede mevzuat orada anlam kazanıyor yada hükümsüz hale gelebiliyor, kimine uygulanıyor, kimine uygulanmıyor yada bölgelere göre farklı uygulamalar görülüyor. İş alemi işte bu “üçüncül mevzuat”la muhatap oluyor, aynı durum diğer konularda hepimiz için de geçerli. Bizdeki uygulamaların diğer adı olan “üçüncül mevzuat”ın sahibi bürokrasi yönetimi. Üçüncül mevzuatta kurumlara ve kişilere göre değişen-değişebilen yaklaşım, anlayış, algılama, yorumlama, kişisel tarz, eğitim, birikim, yetenek, istek, moral, motivasyon gibi çok sayıda farklı durum, değişken ve özelliklerin belirlediği farklı uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Özetle, ülkemizdeki mevzuatın uygulamalarına bir bütün olarak “üçüncül mevzuat” diyoruz. Esasen, kamu kurumlarını, iş alemini ve yargıyı meşgul eden asıl mevzuat ta bu üçüncül mevzuattır. Aynı gemide olduğumuzu unutup yapılan işe ilgisizlikten yada tecrübesizlikten, hatta bazen keyfi uygulamalardan kaynaklanan fuzuli mağduriyetler ve ihtilaflar yaşanmaktadır. İş yargıya intikal edince, orada da potansiyel mağduriyetler, sürecin uzunluğu, sonucun belirsizliği, yargı sürecinin sonunda adaletin gerçek anlamda tecelli edip-etmeyeceği gibi konular vardır. Bu yazıda, Ege Bölgesinin genelinde yasalara uyum ve kamuya desteğin azami seviyede olduğunu bir kez daha vurgulayarak, bölgemizin yargıya intikal eden pek çok konusunda ve projelerinde önemli kayıpları olduğunu belirtmekle yetinelim, işin yargı boyutunu konunun uzmanlarına bırakalım. 2023 hedeflerine ulaşmadaki yerinin stratejik olduğunu düşündüğümüz Bürokrasi Yönetimi denilince tabii ki tek konu uygulama farklılıklarından kaynaklanan hususlardan ibaret değildir. İş alemi, kamu yönetiminin her kademesinden 2023 hedeflerine ulaşmada ciddi performans beklemektedir. Bu performansın nasıl gösterileceği birkaç başlıkta basitçe özetlenebilir;
Biz Egeliler başta “üçüncül mevzuat” olmak üzere her türlü mevzuatın kılcal damarlarına kadar en detaylı haliyle en fazla Bölgemizde uygulandığını biliyoruz, yaşıyoruz. Biz mevzuatın uygulanmasına değil, subjektif uygulamalarla ülkemizde iş yapmanın zorlaştırılmasına, haksız- yersiz uygulamalara, çözülebilecek sorunlara ilgisiz-duyarsız kalınmasına razı değiliz. Bu nedenle EBSO Yönetiminin, 2010 yılında başlattığı ekonomi ile ilgili Kamu Yöneticileriyle koordinasyon toplantılarının asıl amacı, üçüncül mevzuatın birincil ve ikincil mevzuatı desteklemesi, uygulamadan kaynaklanan fuzuli ihtilaf ve sorunların- yersiz mağduriyetlerin giderilmesi, gerektiğinde ikincil ve birincil mevzuatın değişimi konusunda da uygulamanın sorumluları ile birlikte çaba gösterilmesidir. Bu toplantılarla ve ara dönemlerde yapılan çalışmalarla bir yandan sanayicilerimizin sorunları çözülmekte diğer yandan da kamu yönetiminin performansına katkıda bulunulmaya çalışılmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’nin 2023 hedefleri büyüktür, iddialıdır. Bu hedeflerin, sadece bir yada bazı kesimlerin performansı ile değil ancak yukarıda sıraladığımız tüm aktörlerin olağanüstü çabasına bağlıdır. Başlığın cevabına gelince: 2023 hedeflerini yakalamada tabii ki yukarıda sayılanların hepsinin çabası önemlidir, vazgeçilmezdir, ancak ekonomiyi doğrudan yada dolaylı etkilemede alınan her karar, yapılan her proje, planlanan her çalışmanın başarısı önemli ölçüde uygulamacılara bağlıdır. Bu nedenle işin uygulama boyutu biraz daha fazla önemsenmeli ve bürokrasi yönetimi daha etkin, daha verimli çalıştırılabilmelidir.