19.4.2013 / Bülent Çakar
Yayımlanma Tarihi : 19.04.2013
AKTİF TOPLAMI 150 MİLYON TL’NIN, CİROSU 200 MİLYON TL’NIN VE ÇALIŞAN SAYISI 500 KİŞİNİN ALTI KISTASLARINDAN İKİSİNİ SAĞLAYAN LİMİTED ŞİRKETLER BAĞIMSIZ DENETİME TABİ OLMAYACAK
11 Nisan 2013 tarihli Resmi gazetede yayımlanan 6455 sayılı Kanun ile bazı Kanunlarda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerden önemli olduğunu düşündüğümüz bazılarını aşağıda açıklayacağız.
Vergi Usul Kanununa eklenen 153/A maddesi ile sahte belge düzenlemek amacıyla yapılan mükellefiyet tesislerinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Daha önce sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirmiş olanlar ve bu nedenle mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenler yeniden işe başlayabilmek için tüm vergi borçlarını ödemek ve vergi dairesine düzenlemiş oldukları sahte belgelerde yer alan tutarın % 10’undan ve herhalükarda 75.000 TL dan az olmamak üzere teminat verme zorunluluğu getirilmiştir.
Bu kapsama;
-serbest meslek erbabları
-şahıs işletmelerinde işletme sahibi
-adi ortaklıklarda ortaklardan her biri
-ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcileri, yönetim kurulu üyeleri, şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ya da bunların asgari % 10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüsler,
-tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenler
-veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenler
girmektedir.
Teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin tespit edilmesi halinde, alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe iade edilecektir.
359 uncu maddede sayılan fiilleri işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi inceleme raporu ile tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenler ile başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenler veya bu fiillere iştirak edenler, fiilin işlendiği tarihten itibaren altı yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamayacaklardır.
Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenler ile sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu maddede sayılan fiilleri işleyenler Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre kamuoyuna duyurulacaklardır.
ÖTV Kanununa eklenen bir hükümle kullanılma zorunluluğu getirilen ulusal markeri bulunmayan ya da standartlara uygun olmayan özel tüketim vergisine tabi malları bulundurduğu tespit edilenler adına, malların tespit tarihindeki miktarı üzerinden özel tüketim vergisi cezalı olarak resen tarh edilecektir.
Özel etiketi veya işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi malların bulundurulduğunun tespit edilmesi halinde, bu malları bulunduranlar adına; her bir tespit için bu Kanuna ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan malların 50 litreyi, (B) cetvelinde yer alan 2402.20 ve 2402.90.00.00.00 (yalnız tütün yerine geçen maddelerden yapılmış sigaralar) G.T.İ.P. numaralı malların 5.000 adedi aşması hâlinde ise müteselsilen sorumlu olmak üzere, bu malları bulunduranlar ile ithal veya imal edenlerden herhangi biri adına; malların tespit tarihindeki emsal bedeli veya miktarı üzerinden 11 inci maddedeki esaslara göre özel tüketim vergisi resen tarh edilecek ve bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.
Yapılan değişiklikle çıkış tarihi itibarıyla pasavan ve benzeri belgelerle çıkış yapanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine kimlik belgesiyle çıkış yapanlar ile Bakanlar Kurulunca belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından yurt dışına çıkış harcı alınmayacaktır.
Yapılan değişiklikle ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler için bundan böyle eşin rızası aranmayacaktır.
Yapılan bu değişiklik, rızası alınmayan eşlerin olumsuz bir durumun ortaya çıkması durumunda kendilerine isabet eden malvarlıklarının nasıl korunabileceği konusunu çözmemiştir. Bizce bu değişikliğe paralel olarak ilgili kanunlarda bu konuyu göz önünde tutan başka değişiklikler de yapılmalıydı.
Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar noterlere yaptırılacaktır.
Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketlerde, sayılan tüzel kişiler veya bunların gerçek kişi temsilcileri yönetim kuruluna seçilebileceklerdir. Üyelerin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartıyla kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilecektir.
Bakanlar Kurulunca belirlenen bağımsız denetime tabi anonim ve limited şirketler dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları TTK’nun 397’nci maddesine eklenen fıkra ile denetim kapsamına alınmıştır. Bu düzenleme her ne kadar 11 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olsa bile henüz yönetmelik yayınlanmamış ve yılın ortasına gelinmiş olması dolayısıyla bu şirketlerin 2014 yılından itibaren bağımsız denetime tabi olması beklenir.
Sözkonusu şirketlerin denetimine ilişkin usul ve esaslar ile denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecektir.
Böylece bazı anonim ve limited şirketlerin bağımsız denetimi konusundaki düzenlemeler Kamu Gözetim Kurumu’na bırakılmış, bunların dışında kalan anonim ve limited şirketlerden sadece anonim şirketlerin bağımsız denetimi konusundaki düzenlemeler yukarıda bahsettiğimiz gibi fiilen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bırakılmıştır.
Bu düzenlemeler sonucunda
Bağımsız denetimin bu şekilde üç başlı olmasının pratikte nasıl bir yarar sağlayacağı zaman içinde ortaya çıkacaktır.
Öte yandan, Bakanlar Kurulunca belirlenen ve Türkiye’de anonim ve limited dahil toplam 2700 şirketi kapsadığı belirtilen kıstasların altında kalan bütün limited şirketler bağımsız denetime tabi olmayacaklardır ki bu da limited şirket sayısının artması sonucunu doğuracaktır.