28.1.2014 / Adnan Yıldırım
Yayımlanma Tarihi : 28.01.2014 Adnan YILDIRIM adnanyildirim@batiymm.com.tr @adnyildirim SERBEST BÖLGELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Dünyada serbest bölgeler ve benzeri modeller sürekli değişim göstermekte ve amaca uygun yeni modeller geliştirilmektedir. Ekonomileri ihracata dayalı büyümeye dayalı ülkeler, serbest bölge uygulamalarından önemli kazanımlar elde etmektedirler. Türkiye’deki serbest bölgeler, 06.06.1985 tarih ve 3218 sayılı Kanunla 1987 yılından itibaren kurulmuş olup halen faaliyetini sürdüren 19 serbest bölgemiz bulunmaktadır. Yer seçimleri, yönetimleri ve büyüklükleri vd. konulardaki sorunlar nedeniyle serbest bölgelerimizin performansı tartışılabilir. Ancak arada geçen sürede, serbest bölge modelimizin geliştirilmesi, üretime, istihdama ve ihracata olan katkısının artırılması yerine, bazı kötüye kullanımlardan hareketle, bu bölgelere karşı kamu idarelerinde oluşan olumsuz yaklaşımların etkisiyle serbest bölgeler aleyhine düzenleme ve uygulamalar birbirini takip etmiştir. 06.02.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5084 sayılı Kanunun 9. Maddesiyle 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununda yapılan değişikler ve sonrasında muhtelif kamu kurumlarının uygulamaları serbest bölgelerimizin gelişimini ve gelecek beklentilerini olumsuz etkilemiştir. Yapılan düzenlemelerin etkisiyle, 2004 yılından sonra Türkiye’de yeni serbest bölge kurulmadığı gibi mevcut serbest bölge modelimizin daha iddialı üretim ve ihracat artışını sağlayabileceği özel ekonomi bölgeleri gibi yeni model çalışmaları/arayışları da sonuçlandırılamamıştır. Türkiye’deki serbest bölgelerin temsilcilerince son günlerde yeni bir çalışma yapılarak, çözüm bekleyen öncelikli sorunlar ve çözüm önerileri aşağıdaki başlıklar altında yeniden belirlendi.
10. Serbest bölgelerdeki iş makineleri, demirbaşlar, araç-gereçlerin giriş-çıkışları ile ambalaj atıklarının çıkışının kolaylaştırılması. 11. Serbest bölgede gümrüklemesi yapılan araçların bazı sınır kapılarından çıkışta vergisiz akaryakıt alımlarında karşılaştıkları sorunların çözülmesi,
13. Serbest bölgede üretim faaliyetinde bulunmak isteyenlere ruhsat verilmesinde %100 yurt dışına satış şartı getirilmemesi. 14. Serbest bölge kurucu ve işleticisi şirketlere, Bakanlıkla yapılan protokollerle getirilen ekstra hizmet yükümlülüklerinin kaldırılması yada azaltılması. 15. Koruma/antidamping uygulamalarında, serbest bölgelerde üretilen “Türk menşeli” ürünlerin üçüncü ülke ürünleri gibi değerlendirilmemesi. Özetle, serbest bölgelerde yaşanan mevcut sorunları ve ortak akılla bulunan çözüm önerilerini (bazılarını aynı başlık altında birleştirerek) yukarıda kısa başlıklarla açıklamaya çalıştık. Umuyoruz yaşanan sorunların haklı çözüm önerilerinin gereği en kısa sürede TBMM, Hükümet ve ilgili Bakanlıklarca yerine getirilir. Tabii ki yapılması gereken sadece mevcut serbest bölgelerde yaşanan sorunların çözümünden ibaret değildir. Bir yandan, mevcut sorunlar ivedilikle çözülmeli, diğer yandan da üretim, istihdam ve ihracata daha fazla katkı yapabilecek yeni bir serbest bölge modeli Türkiye’nin denizlerimize kıyısı/limanı olan her coğrafyasında hayata geçirilmelidir.