3.1.2024 / Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
Ekonomi Bakan Yardımcısı (2014-2015)
Türk Eximbank Genel Müdürü (2016-2019)
TCMB KAYNAKLI
YTAK-YATIRIM TAAHHÜTLÜ AVANS KREDİSİ
Son yıllarda finansmana erişim konusu ekonomi gündeminin başından yada üst sıralarından hiç eksik olmadı. Konjonktüre de bağlı olarak; Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin, ekonominin kaynak potansiyelinin ve küresel finansmana erişimle ilgili yeni düzenlemelerin de etkisiyle finansmana erişim konusundaki şikayetler değişebilmektedir. Yabancı kaynak (kredi) kullanan işletmeler ve bireysel tüketiciler için finansman maliyetleri önemlidir, belirleyicidir. Sadece ticari krediler için söz konusu olan döviz kredileri ise önemli ölçüde büyük işletmeler tarafından tercih edilmekte; döviz gelirleri olsa bile (döviz kurlarındaki riskleri yönetemedikleri için) KOBİ’ler tarafından tercih edilmemektedir.
Mayıs/2023 seçimleri sonrasında oluşturulan yeni ekonomi yönetimi ile birlikte değişen ekonomi politikaları ve uygulamaları çerçevesinde para politikası “parasal sıkılaştırma”ya dayalı enflasyon hedefli hale dönüşmüş; arada geçen sürede kademeli artırılan TCMB faizine paralel olarak yükselen mevduat ve kredi faizleri de gün geçtikçe enflasyona yakınsamaktadır. Doğal olarak parasal sıkılaştırma ve yeni faiz politikası, finansmana erişimdeki düşüşe bağlı olarak finansman maliyetlerindeki artışla birlikte işletmeleri zor durumda bırakmış; işletmeler ise çözümü ticaretin finansmanı enstrümanlarında yada sermaye piyasalarında aramaya başlamıştır.
Kredi faizlerinin yükselmesi ve ekonomideki kaynağın daralması, ekonominin genelinde finansmana erişim sorunu yaratmakta ancak bu ortam en fazla yatırımları ve yatırım kredilerini olumsuz etkilemektedir. Kaynak yetersizliği, yükselen maliyetler yanında bir de vadelerin kısalması söz konusu olunca yatırım kredileri neredeyse dibe vurmaktadır. Oysa ekonominin büyüme hedeflerine ulaşılabilmesi için uygun maliyetli, uzun vadeli yeterli yatırım kredilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu koşullarda finans sektöründen sağlanamayan yatırım kredileri için ya doğrudan kamu kaynağı yada bankalar aracılığıyla kamu destekli yatırım kredileri devreye alınmaktadır. YTAK-Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi de bu çerçevede devreye alınmıştır. TCMB’nin 23/Kasım/2023 tarihli basın duyurusunda genel çerçevesi açıklanan YTAK yatırım kredileri aslında yeni bir kredi programı değildir. İlk uygulama 31/Mayıs/2020 tarihli TCMB duyurusu ile Covid sürecinde başlatılmış; ₺60 milyarlık ekonomiye destek paketi içinde ₺20 milyarlık tutar yatırım taahhütlü avans kredisi olarak, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası aracılığıyla kullanıldırılmak üzere tahsis edilmiştir. Kredinin faizi %7,75, vadesi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Yeni basın duyurusunda genel çerçevesi açıklanan kredi programının işleyişi ise bir önceki kredi programından farklı yürütülecek; yeni programda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da devrede olacaktır.
YTAK Kredi Programının Kapsamı, İşleyişi
TCMB basın duyurusunda, (2020 yılında başlatılan) YTAK uygulama çerçevesinin yeniden yapılandırıldığı belirtilerek;
açıklanmıştır.
TCMB duyurusu sonrasında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 26/Kasım/2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Yatırım Projelerinin Stratejik Öncelik ve Teknik Değerlendirmesine Dair Tebliğ ile programdan yararlanacak projelerin teknik değerlendirme usul ve esasları açıklanmıştır. Tebliğde yapılan açıklamalara göre,
Özetle, bu dönemde finans sisteminden sağlanan kredilere göre çok daha uygun faiz oranları ve daha uzun vadede kredilerin kullandırılacağı YTAK programı; ekonomik büyüme hedefleri için ihtiyaç duyulan yeni yatırımlar (özellikle de stratejik sektörlerde orta-yüksek teknoloji ve yüksek teknoloji ürünleri) için önemli bir fırsattır. Umuyorum programın tarafları olan firmalar, Bakanlık, aracı bankalar ve TCMB; yapılan duyuru ve açıklamalara uygun olarak finansman sürecini hızlıca işletebilirler ve OVP hedeflerine uygun yüksek teknolojiye dayalı katma değerli üretimde daha hızlı yol alınabilir. Programın hızlı işletilmesiyle, dış ticaret açığının düşürülmesine katkı sağlanabileceği gibi sınırlı döviz rezervimizin de yerinde kullanılması söz konusu olabilecek; 2024-26 dönemi OVP hedeflerine uygun sonuçlar alınması halinde, doğrudan yabancı sermaye ve portföy girişlerinin de olumlu etkilenmesiyle ekonominin kaynak kullanma potansiyeli artabilecektir. Uygun koşullarda yeterli iç ve dış kaynak kullanabilen Türkiye ekonomisi, KOBİ’lere dayalı dinamik yapısı ve küresel ekonomiye entegrasyonu ile daha yüksek büyüme performansı gösterecektir.