16.2.2024 / Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
Ekonomi Bakan Yardımcısı (2014-2015)
Türk Eximbank Genel Müdürü (2016-2019)
İHRACATÇI SANAYİCİ
PENCERESİNDEN DÖVİZ KURLARI
İhracata dayalı büyüme ve küresel ekonomiye entegrasyonu tercih etmişseniz; özelde işletmelerin genelde ise ülke ekonomisinin uluslararası rekabet gücü, işletmelerin ve sektörlerin dış ticaret kompozisyonuna bağlı olarak döviz kurlarından etkilenmektedir. Enflasyonist süreçte sanayi sektöründe üretim maliyetlerinin oluşumunda girdi fiyatları yanında ücretler, vergiler, kredi faizleri önde gelen maliyet unsurlarıdır. Üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen maliyet unsurlarındaki ani değişimler ve belirsizlikler işletmelerdeki karar alma süreçlerini de olumsuz etkilemekte; fiyat vermek, sipariş almak, yeni yatırımlar gibi ileriye dönük planlamaları yapmak zorlaşmaktadır. Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerin ardından Mart sonunda yapılacak yerel seçimler, ücretlerde ve vergi artışlarında belirleyici olurken; ekonominin finansman kaynağı hacmi kredi faizlerini, ülke döviz rezervi de döviz kurlarındaki değişimi doğrudan etkilemektedir. Bu yazımızda, diğer parametrelerin normal olduğu varsayımı ile döviz kurlarındaki değişimin sanayi üretimine etkileri ile ihracatçı sanayicilerimizin döviz kurlarından beklentisini dile getireceğiz.
Döviz kurlarının seviyesi, iç piyasaya yada ihracata üretim yapan firmalar arasında satış gelirleri üzerinde farklı etki yapmakta; üretimde yerli yada ithal girdi kullanımına bağlı olarak ta üretim maliyetleri üzerinde farklı etki oluşmaktadır. Döviz kurlarında enflasyonun üzerinde artış meydana gelen dönemlerde, ithal girdi kullanıp iç piyasaya satış yapan işletmeler olumsuz etkilenirken; kurların enflasyonun altında seyrettiği dönemlerde ise Türk Lirası maliyetlerle üretip ihracat yapan firmalar olumsuz etkilenmektedir. Ağırlıklı olarak ihracata üretim yapan firmalar, (ithal girdi kullanımına bağlı olarak) döviz kurlarının enflasyonun altında kalmasından zarar görmektedirler. Tablodan da görüleceği üzere, ($,€) döviz sepetindeki değişim 2022 yılında belirgin olarak Yİ-ÜFE artışının çok altında kalmış; Ocak verileri ile ekonomi yönetiminin söylemine bakıldığında, 2024 yılında da benzer durumun yaşanacağı anlaşılmaktadır.
Son günlerde, ekonomi yönetiminden başlayarak kurların ihracata etkisi hakkında geçmiş dönemlere ait veriler de kullanılarak muhtelif açıklamalar yapılmaktadır. Tabii ki ihracatımızın katma değerli yüksek teknoloji ürünleri lehine dönüşümü önemli ve önceliklidir. Ancak üretim maliyetlerini artıran enflasyonist süreci ve TÜİK’in açıkladığı Yİ-ÜFE endeksindeki değişimi yok sayarak işletmelerimizin rekabet gücünü koruyabileceklerini düşünmek de pek gerçekçi değildir. İhracatçı sanayicilerimizin kurlarla ilgili beklentisi çok net ve haklıdır; kurlardaki değişim Yİ-ÜFE artışlarının altında kalmamalıdır. Ayrıca kurlar, serbest piyasa koşullarında öngörülebilir olmalı; kurlarda belirsizlik, bastrılmış kurlar yada ani kur değişimleri yaşanmamalıdır.