3.12.2007 / Halil Ergün
Yayımlanma Tarihi : 01.12.2007 İndirilmeyecek Katma Değer Vergisi Bilindiği üzere KDV, indirim esasına dayanan bir vergidir. Mükellefler, mal veya hizmet alışları nedeniyle yüklendikleri KDV leri mal veya hizmet satışları nedeniyle hesapladıkları KDV lerden mahsup etmek suretiyle indirim konusu yapmaktadırlar. Ancak KDVK da bazı mal veya hizmet alışları nedeniyle yüklenilen KDV lerinin indirim konusu yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme kanunun 30. maddesinde yer almaktadır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 30. maddesine göre aşağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. a. Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi, b. (3297 sayılı Kanunun 10.maddesiyle değiştirilen bent) Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi, c. (5228 sayılı Kanunun 17. Maddesiyle değiştirilen ve 01.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere 31.07.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent) Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi, d. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi. Aşağıdaki bölümlerde KDV nin indirim konusu yapılmaması gereken halleri açıklanmıştır. 1. İndirim Hakkı Tanınmayan İşlerle İlgili KDV: Vergi indiriminden yararlanabilmek için bu indirim ile ilgili vergiye tabi bir işlemin yapılması gereklidir. Aksi halde KDV Kanunu nun 30/a maddesinde belirtildiği üzere vergi indiriminden yararlanılması mümkün değildir. Mükellefin yaptığı mal teslimi ve hizmet ifası vergiye tabi değilse, yani verginin konusuna girmiyorsa, bu işlem nedeniyle yüklendiği vergiyi indirim konusu yapamayacaktır. Mükellefin yaptığı mal teslimi ve hizmet ifası vergiden istisna edilmiş ise, bu durumda da yüklenilen vergilerin indirimi mümkün değildir. Örneğin; Uçak ile uluslararası hava taşımacılığı yapan bir Türk firması, İstanbul-Düsseldorf seferi esnasında yolculara satmak üzere ve KDV ödeyerek hediyelik eşya satın almıştır. Yolcuya satış işlemi Türkiye hava sahası terk edildikten sonra yapıldığı için KDV kapsamı dışındadır (KDVK, Md. 13/b) . Dolayısıyla bu satışlarda KDV hesaplanmayacak ve söz konusu malların alımında ödenen KDV indirilmeyecek, maliyet olarak dikkate alınacaktır. Bir şahsi işletme sahibi, tasarruflarını değerlendirmek amacıyla KDV ödeyerek bir arsa satın almış, bu arsayı işletmesine dahil etmemiş ve işletmesinde kullanmamıştır. Bir müddet sonra bu arsayı satmıştır. Söz konusu arsa satımı arızi nitelikte olduğu için KDV ye tabi değildir (KDVK, Md. 17/4-a). Dolayısıyla arsa alımında ödenen KDV indirilmez. Şayet bu mükellef, arsayı işinde kullansaydı veya başka bir nedenle işletmesine dahil etseydi, alımda ödediği KDV yi indirebilecekti. 2. Binek Oto Alımında KDV: Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçlarla satın aldıkları binek otomobillerine ait katma değer vergisi, KDV Kanunu nun 30/b maddesine göre indirim konusu yapılacaktır. Binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesinden kastedilen husus, binek otomobilin fiilen iktisadi işletme oluşturmasıdır. Örneğin, binek otomobil kiralama işletmeleri (rent a car), sürücü kursları ve taksi işletmeciliğinde (basit usulde vergilendirilenler hariç) kullanılmak üzere satın alınan binek otomobiller bu kapsamdadır. Ancak, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olmayan mükelleflerin satın aldıkları binek otomobiller nedeniyle yüklendikleri KDV leri, Kanun un 30/b maddesine göre indirim konusu yapmaları mümkün değildir. İndirim konusu yapılamayan bu vergi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir. Bu uygulama binek otomobil işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerlidir. Örneğin, sürücü kursu işletmeciliği ile uğraşan bir mükellefin, sürücü adaylarının eğitiminde kullanmayıp işletme ihtiyaçları için iktisap ettiği binek otomobiller nedeniyle yüklendiği KDV yi indirmesi söz konusu değildir. Bu düzenlemenin amacı, özel otomobillerin muvazaalı olarak işletmeye sokulması suretiyle özel tüketimin teşvik edilmemesi ve vergi kaybına sebebiyet verilmemesidir. 3. Zayi Olan Mallara İlişkin KDV: Malların, deprem ve sel felaketi dışındaki diğer nedenlerle (yangın, kırılma, bozulma vb.) zayi olması halinde, zayi olan malların alış belgelerinde gösterilen KDV nin, Kanun un 30/c maddesine göre indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen KDV nin indirilmiş olması halinde, indirilen KDV nin malların zayi olduğu vergilendirme dönemine ilişkin KDV beyannamesinde hesaplanan KDV ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir. Bu şekilde düzeltilen KDV nin, Kanun un 58. maddesine göre Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları yönünden gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin; fabrikada çıkan yangın sonucu yanan mallar için yüklenilen katma değer vergisinin indirimi mümkün olmayıp, indirimi mümkün olmayan bu verginin Kurumlar Vergisi açısından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekir. Ancak çalınan malların gider kaydedilmesi veya ticari kazancın tespitinde dikkate alınması öteden beri kabul edilmemektedir. Bu nedenle çalınan mallara ilişkin katma değer vergisinin gider kaydedilmesi de mümkün değildir. 4. Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler İçin Yüklenilen KDV: KDV Kanunun 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen) giderler dolayısıyla ödenen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmeyecektir. Madde hükmünün amacı, esas itibariyle işle veya işletmeyle ilgisi bulunmayan dolayısıyla özel veya nihai tüketim sayılan giderler için yüklenilen KDV lerin işletmede oluşan KDV lerden indirilmemesidir. Bu itibarla, faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan giderler dışında kalan, işle ilgili bulunmayan veya işletme sahibinin özel tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde bulunan ve sair kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen KDV tüketici durumunda bulunan işletme veya işletme sahibi üzerinde kalacaktır. Örneğin, A limited şirketinin ortağı Ergül SÜER, ailesiyle birlikte 15 günlük bir tatile gitmiş ve bu tatilde yaptığı 20.000+ 3.600 YTL KDV' den oluşan harcamayı şirkete fatura ettirmiş olsun. Böyle bir harcama şirkete fatura edilmiş olsa da şirketin faaliyetiyle ilgili olmadığı açıktır. Bu yüzden şirkete gider yazılmaması gerekir. Ödeme şirket tarafından yapılmış ve gider yazılmış olsa bile, bu gider ve KDV sinin kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.