12.1.2009 / Halil Ergün
Yayımlanma Tarihi : 12.01.2009
Vergi Usul Kanunu'nda Tahsilat ve Ödemelerin Tevsik Mecburiyeti I. GİRİŞ Kayıtdışılıkla mücadelenin en önemli araçlarından birisi de nakit hareketlerinin izlenmesidir. Bu amaçla, 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesine eklenen hükümle Maliye Bakanlığı'na "Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme" yetkisi verilmiştir. Bakanlık bu yetkisini ilk kez 2003 yılında kullanmıştır. Yazımızda Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesinin Maliye Bakanlığı'na verdiği yetki ve bu yetkiye istinaden yapılan düzenlemeler ele alınacaktır. II. TAHSİLAT VE ÖDEMELERİN TEVSİKİNDE KULLANILACAK MALİ KURUMLAR 323 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine göre; ödeme ve tahsilatların banka veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları aracılığıyla yapılması ihtiyaridir. PTT Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılacak tahsilat ve ödemeler de tevsik kapsamına alınmıştır. Yukarıda belirtilen kurumlar aracı kılınmak suretiyle; havale, çek, kredi kartı ve bu kurumlar aracılığıyla tahsil edilen senetler gibi bankacılık araçları kullanılarak yapılan ödemeler ve tahsilatlar karşılığında dekont veya hesap bildirim cetveller düzenlendiğinden tevsik edilmiş sayılacaktır. Banka ve özel finans kurumlarının internet şubeleri üzerinden yapılan işlemlerde aynı kapsamdadır. III. TEVSİK ZORUNLULUĞU OLMAYAN ÖDEME VE TAHSİLATLAR - Sermaye piyasası aracı kurumlarında, - Yetkili döviz müesseselerinde, - Noterlerde, - Tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatların belirtilen kurumlar aracı kılınarak yapılması zorunlu bulunmamaktadır. IV. TEVSİK ZORUNLULUĞU GETİRİLEN İŞLEMLER 320 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; - Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, - Kazancı basit usulde tespit edilenler, - Defter tutmak zorunda olan çiftçiler, - Serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai tüketicilerden 8.000 YTL� yi aşan tahsilat ve ödemelerinin 1 Ağustos 2003 tarihinden itibaren banka ve özel finans kurumları vasıta kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunluluğu getirmiştir. Bu tutarın avans olarak ödenecek olmasının bir önemi yoktur. a. Vadeli Satışların Tevsiki 324 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği�nde belirtildiği üzere mal veya hizmet bedelinin peşin veya vadeli olarak tahsil edilmesinin tevsik zorunluluğu açısından önemi yoktur. Limitin aşılıp aşılmadığına fatura tutarı dikkate alınarak karar verilir. Tevsik zorunluluğu kapsamına ilişkin limitin üstünde olan tutarlarda her bir taksit banka veya Posta İdaresince düzenlenen belgelerle belgelendirilmelidir. Örneğin, KDV dahil tutarı 10.000,00 YTL olan bir malın 10 eşit taksitte satılması halinde her bir taksite ilişkin ödeme ve tahsilatın bu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunludur. Fatura tutarı olarak, iskonto ve indirimlerden sonra ancak katma değer vergisi dahil toplam bedelin dikkate alınması gerekir. b. Cari Hesap Yoluyla Yapılan İşlemler 324 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği�nde, cari hesap hareketlerinde işlemin ticari bir niteliği bulunup bulunmadığına bakılmaksızın limiti aşması halinde tevsik zorunluluğu aranacağı belirtilmiştir. Bu anlamda ortaklardan borç olarak alınan paranın limiti aşması halinde tevsik zorunluluğu bulunmaktadır. Serbest meslek erbabının tahsilatı için serbest meslek makbuzu düzenlemesi tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Örneğin bir avukatın, vekalet ücreti karşılığında müvekkiline düzenlemiş olduğu makbuzun bedelinin, limiti aşması halinde de tevsik zorunluluğuna da uyması gerekir. c. Tahsilat ve Ödemelerde Çek Kullanımı Bugünkü ticari hayatta rastlanılan en yaygın ödeme biçimlerinden birisi de çek ile ödeme şeklidir. Çek aracılığı ile yapılan ödemelerde firmaların kendi çeklerini kullanabildiği gibi, müşterilerden alınan çekler de kullanılabilmektedir. Firmalar arasındaki çek ödemelerini kayıt altına almak amacıyla, 12.08.2003 tarihinde �Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Uygulaması� adlı yayınlanan Sirküde; banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro ettiği bir çek ya da beyaz ciro ile teslim ettiği bir çek ile ödenmesi imkan dahilindedir. Çekin tam ciro ve beyaz ciro ile devri mümkün olmaktadır. Sattıkları mal veya hizmet bedellerini müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken hususlar ilgili sirküde açıklanmıştır. Mal veya hizmet karşılığı alınan çekin tam ciro yapılması halinde çekin arkasında isim, unvan, vergi kimlik numarası ve adresinin yazılması yeterli olacaktır. Hamiline düzenlenen çekde aynı şekilde ciro edilebilecektir. Mal veya hizmet bedellerini beyaz ciro ile tahsil edenler, �yani devralanın ismi yazılmaksızın sadece imza atılmak suretiyle yapılan ciro� bu çekleri için �çek alım bordrosu� düzenlemelidirler. Bu bordroda çeki düzenleyen ya da çeki devredenin adı, soyadı, vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunması gerekmektedir. Çek alım bordrosu düzenledikten sonra bu çekler, satın alınan mal ve hizmet bedelleri karşılığı beyaz ciro ile verildiğinde � çek teslim bordrosu� düzenlenecektir. Bu bordrolarda da kendisine ciro yapılan satıcının veya yetkilisinin adı, soyadı, vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin bulunması zorunludur. Çek alım veya teslim bordrosunda birden fazla çekin bulunması halinde çeki keşide veya son ciro edenlerin isim ve unvanları ile çek tutarları bordroya ayrı ayrı yazılmalıdır. Öte yandan, 82 seri no� lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği� nde açıklandığı üzere, çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk uygulamasına muhattap tutulmamak bakımından çekin tam ciro ile devri gerektiği tabidir. Yani beyaz ciro ile devredilen çek bir yandan tevsik kapsamında kabul edilirken diğer yandan müteselsil sorumluluk durumu ile karşılaşılabileceği belirtilmektedir. V. CEZAİ MÜEYYİDE Belli tutarı aşan tahsilat ve ödemelerin banka, özel finans kurumu veya PTT vasıtasıyla tevsik edilmesi uygulamasına riayet etmeyen mükellefler için özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Bu ceza işleme taraf olan her bir mükellefi kapsar. 31.07.2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazete�de yayımlanan 5228 sayılı Kanun�un 10. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu�nun Mükerrer 355. maddesine eklenen fıkra ile tahsilat ve ödemelerde tevsik uygulamasına uyulmaması halinde uygulanacak ceza miktarında değişikliğe gidilmiştir. Buna göre; �Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5''i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.